Saturday, July 4, 2009

Dünden Bugüne Türk Gay Tipolojisi, Bölüm 1: KARDELENLER

Türkiye'yi ziyaret eden yabancılarla yatmaya bayıldıkları halde, genelde İngilizce bilgisi "This is pencil, It is a book" düzeyinde kalan Türk Gayi'ni dünden bugüne gelişim sürecinde ele alalım.


Gay sözcüğünün gerçek anlamından bihaber olan Türk Gayi için, Gay demek çoğunlukla "erkekle yatan erkek" anlamına gelir. Bir kadının Gay olması bile olasılık dışıdır onun için. Gay sözcüğünün aslında Türkçe karşılığı Neşeli'dir. Bir şarkı bile Gay olabilir, veya bir çiçek... Her "erkekle yatan erkek" Gay olmak zorunda değildir. Tarihsel süreçte oğlancı, daha kaba tabirle götcü diye tanımlanan ve aslında Gay'likle hiç ilgisi olmayan bu kaypak mevki Türk Gayi'nin zihninde yankı bulmaz. Ona göre, onunla yatan her erkek Gay'dir.


Bu küçük bilgi eksikliği daha büyük yanılgılara sebep olur. Türk Gayi'ne göre her erkek Gay'dir. Yatmak istediği her erkeğe Gay yaftasını kolayca yapıştırıverir. Bu cılız iddialarına zamanla kendini de inandırır. Hatta daha ileri gider ve kafasında Gay'leştirdiği karakterleri eşleştirir; aslında sevişmelerini izlemek isteyeceği iki kişi ya da ünlü, ona göre çoktan sevgilidir. Bu kişisel fantaziler zamanla toplumsal, çoğu zaman tehlikeli bir alt katman oluşturur: Cehalet.


Korunmaktan anladığı genelde evinin camına demir parmaklık yaptırmak olan Türk Gayi'ni çeşitli kriterlere göre sınıflandırmak mümkündür. Eğitim durumlarına göre, gelir düzeylerine göre, cinsel yönelimlerine göre... Biz burada, daha belirleyici ve daha anlaşılır sınıflandırdığı için ekonomik kriterleri göz önünde bulundurarak bir tablo oluşturmaya çalışalım.


BİRİNCİ GRUP: KARDELENLER


Bu grupta, genelde bodrum kat evlerde oturan, ayakkabı meraklarıyla hiçbir ilgisi olmadığı halde yoldan geçenlerin sadece ayaklarının görülebildiği küçük pencereli bu evlerin, halı döşeli yer kaplamaları ve pembe peluş koltuk dekorasyonuyla övünen, alt gelir grubuna mensup Gay'ler bulunmaktadır. Bu tipler, genelde zayıf olurlar. Feminen tavırlar sergilerler. Evlerinden yükselen müzik genelde, en iyi ihtimalle Sezen Aksu'dur. Bu kalite sırasıyla Yıldız Tilbe, Demet Akalın, Bendeniz hatta Banu Zorlu'ya kadar düşebilir. 


Bu gruptaki Gay'ler genelde çok iyi yemek yaparlar. Gece dışarı çıkmayı, çılgınca dans etmeyi severler. Kollarına taktıkları, dirseklere kadar ulaşan tozluklarından, leğen kemikleri gözüken ince bellerinden düşen bol pantolonlarından, uçuk saç modellerinden veya görkemli takılarından bunları hemen tanımak mümkündür. Mutlaka sigara içerler. Alkol ise paraları olduğu sürece damarlarındadır. Bu gruptaki Gay'leri barda tanımakta zorlansanız bile en kötü ihtimalle bar çıkışı tanırsınız. Soğuk havada bile vestiyer parası vermemek için incecik kıyafetlerle girer çıkarlar. Bardan sallanarak, merdivenlerden yüksek sesle konuşarak, hatta bağırarak inerler. El kol hareketleri kontrolsüzdür. Ya sağa sola çarparlar, ya da en iyi ihtimalle birbirlerine vurup gülüşürler.


Oldukça duygusal ve yardımseverlerdir. Anadolu'da bulunan ailelerinin genelde onlara sırt dönmesiyle, birbirlerine kenetlenmiş bir tabakadır bunlar. Birbirlerinin her işine koşar, evini, yemeğini, kıyafetini kolayca paylaşır, bir nevi Gay dünyasında komünist bir hayat sürerler. "Gay'e Gay'den dost olmaz" deyişinin de istisnaları mutlaka bu gurupta görülür. 


Eğitim seviyeleri de gelirleriyle beraber oldukça düşüktür. En iyi ihtimalle meslek lisesi bitirebilmiş, kuaförlük, takı tasarımcılığı gibi bir altın bilezik takabilmişlerdir kollarına. Gay Dili'nin en yaratıcı örneklerini bu grup gösterir. Abla, lubunya, koli gibi kendilerine has dilleriyle adeta gizli bir örgüttür. Bu gruba diğer gruplar genelde sırt dönerler. Bu gruba en yakın topluluk ise travesti ve transeksüellerdir.


Dine en düşkün grup bu gruptur. Anadolu'dan geliyor olmalarından kaynaklanan bir din kültürü mevcuttur. Ramazan Ayı'nda içki içmeyebilirler. 


İnterneti çok sevmeseler de bazen Gay sitelerinde profil oluştururlar kendilerine. Takma adlarından hemen kendilerini ele verirler. Hiç anlayamadıysanız, profillerindeki Türkçe Müzik şarkı sözlerinden hemen tanırsınız bu gruba mensup olanları. Genelde kadersiz, talihsiz, çaresiz şarkı sözleri dillerinde marş, profillerinde nakıştır.


Duygusal ilişkilerde çok verici oldukları halde, neden hep başarısız olduklarını bir türlü anlamazlar. Hepsi bir gün, çok yakışıklı, zengin, karizmatik bir adamın kendilerine aşık olacağına, beraber güzel bir evde yaşayacaklarına inanırlar. Pembe panjur hayali kadar saf değillerse de bir adım geridedirler bu ütopik düşünceden. Rol model olarak annelerini aldıkları için genelde başarısız ilişkiler kurarlar. Tamamen annelerinden gördükleri kadarıyla - iyi yemek, hanımlık, yatakta sadık eş - hareket ederler ve sonunda elbette hayal kırıklığına uğrarlar. Annelerinin babalarına tutturduğu dikişi neden bir başkasına tutturamadıklarını bir türlü anlayamazlar. İlişkileri erkek ile erkek yerine kadın ile erkek formatında gelişir. Bu feminen hallerinden beklenmeyecek şekilde bazen sekste aktif rol üstlendikleri de görülebilir.


İçlerinde şanslı olanlar, bazen Cihangir'den bir bodrum kat tutabilirler kendilerine, hatta bir kedileri bile olabilir. Bir köşede tütsü alabilcek kadar paraları vardır. Genelde sandal kokusunu tercih ederler. Ucuz bir kasetçalardan, ucuz bir DVD player'a - Show ya da Voxline - geçebilmiştirler. Bazen çok sevdiği sanatçıların orjinal CD'lerini alabilirler ama yalnızca bir iki tane. Genelde poşet poşet CD'ler bulunur bir köşede. 


Bu grupta yaş ortalaması düşüktür. Genelde 25 yaş altı bir kitle bu gurubu oluşturur. Belli bir yaştan sonra ne oldukları ise tam bir muammadır. Belli bir yaşa gelince birden gözden kaybolurlar. Bir kısmı travestiliğe geçmiş olabilir, bir kısmı Anadolu'ya geri dönmüş olabilir. Genç yaşta ölenler olabilir, sınıf atlamış olmaları da mümkündür. Belki hayalleri bir eksik - zengin ama karizmatik veya yakışıklı olmayan koca- gerçekleşmiş olabilir. 


Heteroseksüel erkeğin varoşu bir şekilde kabul edilebilir. Keza kadının varoşu da ne kadar varoş olursa olsun, annedir, ev hanımıdır, bir yere kadar sınırlar dahilindedir. Ancak Gay'in varoşu, en beteridir.

No comments:

Post a Comment